Kilo ile Uyku Apnesi Arasındaki İlişki Nedir? | Obezite Türk

Uyku apnesi, insanların uykudayken nefes almasını olumsuz yönde etkileyen görece olarak toplumda yaygın olduğu bilinen bir bozukluktur. Tıkayıcı uyku apnesi, uykudayken üst hava yolunun daralması ya da tamamen kapanması sonucunda ortaya çıkan en yaygın uyku apnesi türü olarak bilinmektedir. Bu durum bir pipetten nefes almaya benzer. İleri seviye uyku apnesi olan kişilerde bir gecede 30’a yakın nefes almada zorlanma süreci görüldüğü bilinmektedir. Uyku apnesi hakkında daha fazla bilgi sahibi oldukça bu rahatsızlığın obeziteyle ilişkili olduğu ortaya çıkmaktadır. Obezite sadece uyku apnesine neden olmaz aynı zamanda belirtileri daha kötü hale getirdiği gibi vücut sağlığı üzerinde yıkıcı bir etkiye neden olur. Yeteri kadar uyuyamama da kilo almaya neden olan durumlardan birisidir . Bu durumda uyku apnesi ve obezite bir kısır döngüye neden olmaktadır. Yapılan araştırmalara göre obez kişilerde kilo kaybı meydana geldiğinde uyku apnesinde de iyileşmeler görülmektedir. Uyku apnesi obezite cerrahisi sonrasında önemli ölçüde hafiflemektedir. Uyku apnesi olan ya da aşırı kilolu olan kişilerin bu iki durum arasındaki karmaşık ilişkiyi anlaması tedavi süreçleri açısından son derece önemlidir.

Bazı hastalıklar ya da rahatsızlıklar uyku apnesine yol açabilmektedir ancak uyku apnesi obez kişiler arasında oldukça yaygındır. Aşırı kilo kişinin ensesinde yağ depolanmasına yol açar. Farenjiyal yağ adı verilen bu doku uyku esnasında kişinin üst hava yolunu tıkar. Bu nedenle horlama, en yaygın uyku apnesi belirtisi arasında yer alır. Havayolunun kısıtlanması yüksek sesle nefes almaya yol açar. Buna ek olarak obezite ve uyku apnesi arasındaki bir diğer ilişki de karın çevresinin yağlanması ile ortaya çıkar. Karın çevresinin büyümesine yol açan yağ dokusu kişinin göğsüne baskı yaparak akciğer kapasitesinin düşmesine neden olur. Akciğer kapasitesinin düşmesi hava akışını azaltır ve uyku esnasında üst hava yolunun çökmesine yol açar. Vücut kitle indeksinin yükselmesi uyku apnesinin ilerlemesine neden olur. Her %10’luk kilo kazanımı uyku apnesi riskini 6 kat artırmaktadır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Obezite ve Uyku Apnesi Arasındaki İlişki

Obezite ve uyku apnesi birbirinin daha da ilerlemesine yol açar iki rahatsızlıktır. Uzun zamandır obezitenin uyku apnesine neden olduğu bilinmekteydi ancak son yıllarda iki rahatsızlık arasındaki ilişkinin karşılıklı olduğu ortaya çıkmıştır. Uyku süresinin kısalması açlığı bastıran leptin hormonunun daha az salgılanmasına ve iştah açıcı ghrelin hormonunun daha fazla salgılanmasına yol açar. Bu da kişilerin daha yüksek kalorili yemeklere yönelmesine neden olur. Ayrıca yetersiz uyuma aşırı yemeye ve kalori kısıtlama süresince yağ kaybında azalmaya yol açar. Uyku apnesi olan hastaların, kendisiyle aynı vücut kitle indeksine ve sağlık durumuna sahip olan ancak uyku apnesi bulunmayan kişilere göre kilo almaya daha yatkın olduğu kanıtlanmıştır. Uyku apnesi olan kişilerin, olmayan kişilere göre bir yılda yaklaşık olarak fazladan 7.5 kilo alabileceği yapılan araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır.

Uyku apnesi aynı zamanda vücudun sağlıklı kiloda kalması için gerekli olan enerjiyi de tüketen bir sağlık sorunudur. Gece rahat bir uyku uyunamadığı ve vücut yeterince dinlenemediği için gündüz uykusu ihtiyacı, uyku apnesi olan kişiler arasında sıkça görülmektedir. Uykuya daha çok zaman ayırma aynı zamanda daha az fiziksel aktivite anlamına gelir. Bu da uyku apnesi ve obezite arasındaki ilişkiyi güçlendirir.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Uyku

Bariatrik cerrahi uyku apnesi probleminde de iyileşme görülmesine yardımcı olur. Ameliyat sonrasında meydana gelen kilo kaybı ile beraber uyku kalitesi de artmaktadır. Bariatrik cerrahi uyku apnesi için bir çözüm olduğu zaman hastaların gündüz uykularında da önemli miktarda azalma meydana gelir. “Tüp mide ameliyatı sonrası nasıl uyunur?” sorusu da bu noktada önemlidir. Hastaların ilk başta uyuma sürecinde zorlanması normaldir. Tüp mide ameliyatı sonrasında hastaların sırtüstü ya da yanına doğru yatması tavsiye edilmektedir. Bu sayede karın ve akciğerler üzerinde baskı meydana gelmemektedir. Yan tarafına yatmaya alışkın olan kişilerin omurgalarını düz bir şekilde tutabilmeleri için bacaklarının arasına yastık koyması gerekmektedir. Yatma pozisyonundan bağımsız olarak hastaların ameliyattan sonra destekleyici bir yastık kullanması gerekmektedir. Başı, enseyi ve omurları düz bir hat şeklinde tutan yastıklar baş ve boyun ağrılarını azaltmaktadır. Tüp mide ameliyatı sonrasında yatmadan hemen önce su içmemek gerekmektedir. Midenin suyla dolması genişlemesine yol açar ve bu da üst karın bölgesinde ve akciğerlerde rahatsızlığa sebep olur. Hastaların daha konforlu yatabilmesi için yatmadan 1 saat önce sıvı alımını sonlandırmaları gerekir.